29 Nisan 2016 Cuma

BORNOZLU BEBEK

 Bu bornozlu bebekleri internette, Brezilya kaynaklı sitelerde görmüştüm. Esprili oluşlarını ve pek alışık olmadığımız şekilde banyolarda aksesuar olarak kullanılmaları çok hoşuma gitmişti. Çok çeşitli örnekler biriktirdim ama hepsinin ortak özelliği, yüzlerinin çocuk çizmiş gibi çarpık çurpuk oluşlarıydı. Hatta bazıları ürkütücüydü.
 Kendi tarzımda bebekler yapmaya karar verince, öncelikle yüzlerini düzgün ve güzel yapmaya kararlıydım. Epey deneme yanılma çalışması sonucunda önce bebeklerin kalıplarını çıkardım. Sonrası nispeten daha kolay geldi.
 Bebekler birçok değişik şekilde oturtulabiliyor, ellerine tuvalet kağıdı, kulak çubuğu, sabun, pamuk, lif gibi malzemeler tutturulabiliyor.
 Yalnız bu bebeklerin bir kusuru var; Yalnız başınayken gayet asil, terbiyeli ve hizmete hazırken başkasıyla bir araya geldiklerinde kafa kafaya verip sohbetin dedikodunun dibine vuruyorlar :)
 İşte aynen böyle, ev yansa haberleri olmayacak, öyle dalmışlar. E bana da birer kahve yapıp götürmek kalıyor.
 İşte hanım sultan hamamdan çıkmış, bornozuyla havlusuyla soluklanırken manzaralı yerine kurulmuş köpüklü kahvesini bekliyor.
Arkamı döndüğüm an fiskos başlıyor, kesin beni çekiştiriyorlar. Besle kargayı oysun gözünü, diye boşuna dememişler.

21 Nisan 2016 Perşembe

EDİ - BÜDÜ YASTIKLARI

 Bir süredir aksilikler yaşadım buralardan uzak kaldım. Çok şükür ki sağlık veya benzer bir sorun değildi. Tamamen teknik ve ona bağlı olarak gelişen bir durumdu. Ayrıntılara girip yazıyı uzatmak istemiyorum. Teknik sorunlar çözüldü çözülmesine ama ben epey soğumuştum blog yazmaktan. 
Haberlerde içim sızlayarak dinlediklerim, şehrimizden kalkan şehit cenazeleri, yakınlarımızın ateşin içine gönderilen ciğerpareleri... Dün kara denenlerin bugün ak, ak denenlerin kara çıktığını görmek beni çok yordu.
E bir de instagram var ya, orada her şey çok daha çabuk oluyor ya, insanı fena etkiliyor. Taa ki, bugün sevgili Türkan hanımdan (Özgün tasarım bloğu sahibesi) bir mesaj alıncaya kadar; Neredesin Nowa, diyordu. Çok haklıydı, ben nerelerdeydim, artık toparlanma vakti gelmemiş miydi. Yokluğumu fark ettiği ve beni "kış uykusundan" uyandırdığı için ona minnettarım ve teşekkür ediyorum.
 Bu arada boş durmadım, çeşitli tasarım ve uygulama işlerine devam ettim. İşte onlardan biri, bebek odası veya bebek yatağı için tasarladığım Edi - Büdü yastıkları :)

 Büdü kızın saçlarını toplayıp kurdela taktım,
 Edi oğlanın saçlarını kahkül taradım ve papyonla süsledim.
İkisi de güleryüzlü, şirin mi şirin oldular. Sahibi olacak bebiş de onlara bakıp bakıp gülümsesin diye.
Dilerim güzel ülkemde artık sadece güzel şeyler olsun, çocuklar babasız kalmasın ve hepsinin yüzü hep gülsün.