22 Ağustos 2014 Cuma

DARALAN ELBİSEYİ HEM GENİŞLETMEK HEM DE ŞIKLAŞTIRMAK İÇİN

Herhangi bir sebeple daralan bazı giysilerin nasıl genişletilebileceği hakkında yayınladığım buradaki yazımın çok tıklandığını görünce bu konuda önemli bir arayış olmasına karşın pek fazla kaynak olmadığını anladım.  
Bir nebze de olsa katkı sağlamak amacıyla nette rastladığım bu yayını paylaşmak istedim. Bu yöntemle bir elbiseyi 1 veya 2 beden büyütmek mümkün olacaktır. Aynen uygulayacak veya buradan esinlenerek daha farklı işler çıkaracaklara şimdiden kolay gelsin, diyorum.
Genişletmek üzere seçtiğiniz elbisenin yanlarından ve omuz-kol bölgesinden 2 ila 5 cm arasında (karar sizin) şeritler kesip çıkarın. Dikiş paylarını dikkate almayı unutmayın.
Elbisenin kumaşına kontrast renkte (veya desende) bir kumaş seçin. Elbiseden kestiğiniz parçaları kumaşın üzerine yerleştirin. Bir beden büyütmek için dikiş payına ilaveten her parçanın iki yanından 0,5cm fazla kesin. Daha fazla genişletmek isterseniz daha büyük paylar bırakın. Ayrıca, etek ucuna dikilmek üzere dilediğiniz genişlikte bir parça daha kesin. Hepsini yerlerine dikin.
 
İşte bir elbiseyi kurtardınız, üstelik tarz ve şıklık katarak.
Kaynak

18 Ağustos 2014 Pazartesi

YAZLIK ŞİFON ELBİSE DİKTİM

Tatil için diktiğim pano desenli şifon elbisem. Aşırı kolay ve çok pratik.
Kumaşı tek dikdörtgen şeklinde kestim. Kumaşın boyu - elbise boyu, eni - kalça ölçüsü + istenen bolluk. Rahat ve dökümlü olsun diye oldukça bol yaptım. Arkadan tek dikişle kumaşı kapattım.
Boyun ve kol oyuklarını kestim, kendi kumaşından verev biye ile çevirdim. Omuz dikişlerini kapattım ve omuzlara ince nervürler yaptım. Dikişlere sürfile yapıp eteği de bastırınca iş bitti.
İçine beyaz penyeden askılı elbise gibi astar diktim. Diktiğim bir başka şifon elbisede de aynı astar elbiseyi kullanacağım.
Tatil köyünde zevkle giydim, çok rahat ettim.

16 Ağustos 2014 Cumartesi

TATİL BİTTİ

Eveet, kürkçü dükkanına itinayla dönülür. Tatil çok güzeldi ama bitti. Zaten ne kadar güzel olursa olsun, bir süre sonra insan sıkılıyor ve evini özlüyor.
Datça'yı daha önce görmemiştim ve çok merak ediyordum. İşte ilk gördüğüm an.
Datça yarımadası, yapılaşma istilasından kurtulabilmiş nadir kıyılarımızdan.
Körfezin hemen diğer tarafındaki Bodrum ve yol üstündeki Marmaris'te dağ taş her yer betonlaşmışken burada doğal haliyle kalmış yamaçları ve koyları görmek mutluluk verici.
Betonlaşma istilasından korunmak hiç kolay değil. Güzelim ormanlar, yöreye özgü bitki örtüsü ve oralarda yaşayan türlü türlü canlılar defalarca yangına maruz kalmış. 12 defa yanan yerler var, bu kadarı da tesadüf olamaz herhalde.
Gelelim bizim tatile... Her şey çok güzeldi, gel keyfim gel, tadında geçti.
Ağaç gölgelerinden pek çıkmadım. Öyle fazla bronzlaşmaya meraklı değilim, denize girerken yandıklarım bana yetiyor.
O kadar çok çeşit çiçek ve ağaç vardı ki bak bak doyamadım.
Sabahları kıyı boyunca yürüyüş yaptık.
Kahvaltıdan sonra deniz faslı.
Öğleden sonra dinlenme ve havuz veya canımız ne istiyorsa.
Datça' yı tercih etmemdeki en büyük sebep, burada devamlı rüzgar esmesi. Hava çok sıcak ve nemli olmasına rağmen devamlı esen rüzgar sayesinde benim gibi astımlılar bile çok rahat ediyor.
Deniz çok temizdi ve özellikle mavi tonu harikaydı.
Çocuklarını havuza ve yüzmeye büyük sabır ve gayretle alıştırmaya çalışan genç anne babaları takdirle izledim.
Doğa ile iç içe olmak çok güzeldi. Odama giren karıncalara bile kızamadım. Çünkü orası onların eviydi ve biz onlara misafir gitmiştik.
Sözün özü, bir sürü güzel anılar biriktirdim.